BUNGOU STRAY DOGS (OSAMU DAZAI)
“İyi
bir kitap her zaman iyidir, kaç kez okuduğunuz önemli değildir.”
Herkese Merhaba,
Bu hafta oldukça ilginç bir serinin ilginç
bir karakteri ile karşınızdayım. Yazımda, keyifle izlediğim, sonrasında seriyi
bitirince biraz boşluğa düştüğüm ve yeni sezonunu beklediğim Bungou Stray Dogs
(Edebi Sokak Köpekleri) serisinin değişik kişiliğine sahip olan karakteri
Osamu Dazai’ya göz atacağım. Hayata onun penceresinden bakmaya, onu anlamaya
yeri geldiği zaman doğru olduğunu düşündüğüm noktalarına değinmeye çalışacağım.
(Not: Bungou veya bungô Japonca bir kelime olup edebi yazar veya şair daha
genel anlamda edebi usta anlamına gelmektedir. Ben bir bütün olarak şahsi
kavramını köpeklere vermek istedim.)
İlk olarak seri hakkında özet geçeyim ve
neden ilginç bir seri dediğimi biraz açayım. Gayet eğlenceli olan serimiz, oldukça
farklı kültürler ile harmanlanıp sanatsal bir işleniş çerçevesi ile önümüze
sunuluyor. Bungou Stray Dogs görünürde aksiyon, gizem ve doğaüstü güçler temalarını
barındıran bir seri olarak karşımıza çıkıyor. Ancak serinin ana hatlarında yani
iskeletinde trajikomedi olduğunu düşünmekteyim. Buna tam olarak trajikomedi
denir mi emin değilim çünkü bazı yerlerde bu durum görünse de bazı yerlerde bir
şeyin dram mı yoksa komedi mi olduğunu tam olarak anlayamıyoruz veya düşünmemiz
gerekiyor. Algılaması biraz garip veya güç ama gerçekten de bazı yaşanan
olayların trajedi mi yoksa eğlenceli bir komedi mi olduğu net olarak belli
değil. Şimdi gelelim serinin en ilginç yanına; bu serideki karakterlerin hepsi,
adlarını gerçek dünyadaki yazar veya şairlerden almaktadır ve Osamu Dazai’da
bunlardan birisi. Düşünsenize bir seride Fyodor Dostoyevski, Mark Twain, Edgar
Allan Poe ve çok daha fazlası olsun, mükemmel olurdu sanki? Hatta mangaka, “Kafkaesk”
teriminin ortaya çıkmasına neden olan yazar, Franz Kafka’dan esinlenerek Kafka
Asagiri adını kullanmaktadır. İşte serideki başlıca karakterler olan Atsushi
Nakajima, Akiko Yosano, Ranpo Edogawa, Ryunosuke Akutagawa, Chûya Nakahara ve
çok daha fazlası da yazar veya şairdir.
Osamu Dazai, geçmişi karanlık ve tehlikeli
biri olmasına karşın bizi nazik, güler yüzlü ve fazlasıyla sakin bir karakter
olarak karşılıyor. Yalnız bana göre, bazı zamanlar olunması gerektiğinden biraz
fazla sakin olan Dazai, sanırım ekip arkadaşları da benimle aynı görüştedir ki
kendisine biraz sinirlenebilmektedirler. Kan dondurucu vakalarda dahi yüzünde
herhangi bir ifade belirmeyebilen karakterimizin, belki de önceki yaşamı bu
duruma etkendir. Geçmişinden ve daha önce yaptıklarından dersler çıkarmış olan
bu adam, şimdilerde kendini Silahlı Dedektiflik Bürosu’na adamış durumdadır.
Büroya büyük saygısı olan Dazai, kurumun güç ve akılcılık anlamında önde gelenlerinden
ancak biraz kaçık olan elemanıdır. Kaçık derken altını dolduralım; Osamu Dazai
seride sürekli olarak intihar etmeye çalışan ve çeşit çeşit intihar yöntemleri
deneyen birisi olarak kaçık anlamının hakkını fazlasıyla veriyor. İşin aslında
yatan duruma baktığımızda karaktere adını veren gerçek hayattaki yazarımız, birçok
defa intihar etmeye çalışıp başarısız olduktan sonra nihayetinde başarılı olup
hayata veda etmiştir. Farklı yönlerine değinilen karakterimiz okumayı ve
okuduklarından alıntılar yapmayı da seviyor. Elinde kitap ile gördüğümüz kişinin,
“İyi bir kitap her zaman iyidir, kaç kez okuduğunuz önemli değildir.” sözünü
söylemesi de garip değildir. Daha önce okumuş olduğunuz kitapları düşünün, buna
değen en azından bir kitap okumuşsunuzdur ve belki sıra tekrar ona gelmiştir.
Hayali gerçek karakterimiz Osamu Dazai,
görünen olayların ardında başka şeyler arayan ve olayı anlamlandırabilmek için
farklı kişilere danışabilen birisi ancak yalnız kalıp kendisini düşünmeye
verdiğini de görüyoruz. Birçok arkadaşını ve sevdiği insanı kaybeden
karakterimizin şu ana gelişini, nasıl önde gelen dedektiflerden biri olduğunu
yaşanmışlıklarından örneklerle görüyoruz. Bu olaylar esnasında Dazai’ın bize hatırlattığı,
benimde çok sevdiğim bir cümle var: “Başarı, bu dünyadaki birçok şeyin
başarısızlığından daha zordur.” Gerçekten de başarıya ulaşmak için bazen
onlarca hatta yüzlerce yanlış yapabiliriz, (belki de yapmamız gerekiyordur
bilemiyorum) o işin hiç olmayacağını düşünebiliriz. Önemli olan tüm bunlara
rağmen bir dahaki denememizde nasıl farklı yapabileceğimizi düşünmektir. Bu
sayede geçmiş ve gelecek, eski çalışmalar ve yeni çalışmalar arasında bağlar
kurabiliriz. Kendi zihnimizi ve düşünme sistemimizi de geliştirebilir, ileriye
bir adım daha atabiliriz. Buradaki küçük noktaları fark etmek aslında pek zor
değildir, önemli olan bizim ne kadar istediğimizdir çünkü yeterince istemek
başarısızlıkların getirdiği birikimle başarıyı sağlamak demektir. Söylediği
güzel alıntılara ek yapan karakterimiz “Kendinize acımayı kesin. Kendinize
acırsanız hayatınız sonsuz bir kâbusa dönüşür.” diye ekliyor. Sanırım kendini
acıyıp başarılı olan insan yoktur tanıdığımız. Hazır evde kalmak zorunda
olduğumuz bu günlerde bol bol okuyalım sevdiğimiz veya seveceğimizi
düşündüğümüz konuları araştırıp en azından bir köşede biriktirelim. (Konu
olarak küçük bir not düşeyim; mesela silgi nedir, neyden ve neden yapılır veya
kahve çekirdeği nasıl çıkmıştır kim kullanmıştır içinde neleri barındırır gibi
bağlantılı araştırmalar yapabiliriz.)
“Adalet
bir silahtır. Zarar vermek için kullanılabilir fakat diğerlerini koruyamaz veya
kurtaramaz.” Osamu Dazai

Yorumlar
Yorum Gönder